top of page

Küllerinden Yeniden: Yangın Sonrası İyileşmeyi Uydularla İzlemek

Evlerimizin, hayvanlarımızın, asırlık ağaçların küle döndüğü; yaban hayatının ve ekolojik dengenin doğrudan etkilendiği büyük yangınlardan sonra doğa gerçekten iyileşebilir mi?


Bu sorunun yanıtını ararken artık sadece gözleme değil, veriye de başvuruyoruz. Ben bu yazıda, uydu verileriyle yangın sonrası toparlanma sürecinin nasıl izlendiğini ve bu verilerin sahadaki karşılığını anlatıyorum.


Her son bir başlangıçtır, yangınlarda bile!


Yangınlar doğadaki canlıların büyük kısmını yok eder, popülasyonlar ciddi biçimde azalır. Ama bu yıkımın ardından doğa, yeni oyuncular için yer açmış olur. Bu ortamı bir fırsat olarak gören canlılar vardır. Artık alanlarını savunmaları gereken rakipler ya da onları avlayacak yırtıcılar kalmamıştır. İşte bu noktada dayanıklı mikroorganizmalar ve bitkiler sahneye çıkar.

Ekolojik Ardıllık terimi görsel şeması
Ekolojik Ardıllık

Rüzgârın taşıdığı sporlar ve tohumlar eşliğinde ilk gelenler bu yanmış alanları kolonileştirir. Bu sürece bilim camiasında Ekolojik Ardıllık (Succession) denir. Önce otsu bitkiler, ardından çalılıklar, daha sonra ise yıllar içinde ağaç fideleri gelir. Bu bitkilerle birlikte, zamanla fareler, böcekler, kuşlar gibi küçük hayvanlar da bölgeye geri döner. Ve nihayet, onları takip eden yırtıcılar...


Yani gördüğünüz gibi: Doğayı yenemiyoruz. Mikroorganizmasından en büyük yırtıcısına kadar, yanmış da olsa hiçbir alan boş kalmıyor. Doğa iyileşmeye devam ediyor, ekolojik düzen yeniden kuruluyor.


Yangın Sonrası İyileşme Gerçekleşti mi? Nereden Bileceğiz?


Daha ağaçlar fidan bile olmamışken, doğanın iyileştiğini nasıl anlayabiliriz?

Ot yok, gölge yok, kuş sesinden eser yok... Peki bu “doğa iyileşiyor” lafı sadece bir temenni mi? Hayır! Çünkü bugün elimizde doğayı gözümüzden daha iyi görebilen bir şey var: uzaktan algılama teknolojileri.


Bu teknolojiler sayesinde uydular, yeryüzünü yalnızca “görmekle” kalmaz; ışığın dalga boylarını kullanarak toprağın, suyun, bitkinin ne durumda olduğunu ölçer. Yani doğa henüz çıplak gözle toparlanmamış görünse bile, biz onun iyileşmeye başladığını fark edebiliriz.


Bitki Örtüsündeki İyileşme Uydularla Nasıl İzlenebiliyor?


Yangından önceki ve sonraki görüntüler, örneğin Sentinel-2 ve Landsat-8 gibi optik uydu görüntüleri, yangın sonrası arazi değişimlerini izlemek için dünya genelinde en yaygın kullanılan kaynaklardandır. Yüksek uzamsal ve spektral çözünürlükleri sayesinde bu uydular, yanma izlerini, şiddet düzeylerini ve yeniden büyümeyi zaman içinde hassas bir şekilde takip etmemizi sağlar.


Uydular ve uzaktan algılama teknolojileri ile orman yangınları sonrasında bitki iyileşmesini izlemek için kullanılan belli metrikler ve uygulamalar vardır. NBR (Normalized Burn Ratio) kullanılarak yanan alan tespit edilir. Ardından dNBR (difference NBR) ile yanma şiddeti ortaya çıkarılır. Daha sonra NDVI gibi indekslerle bitki örtüsünün geri dönme hızı, toparlanma miktarı ve canlılık seviyesi izlenebilir. Yani tüm bu analizler, yangından hemen sonra, daha yeşillik görünmeden bile yapılabilir.


Ağaçlar büyümese de biz onların “geliyorum” dediğini duyuyoruz. Gözle göremediğimiz bu iyileşme sinyalleri, uyduların süzgecinden geçerek istatistiklere, haritalara ve raporlara dönüşüyor. Uzaktan algılama sayesinde doğa henüz tam iyileşmeden bile biz onun nabzını tutabiliyoruz.


Biz Mühendisler Bu Uydu Görüntülerini Nasıl Yorumluyoruz?


Biz mühendisler için bir uydu görüntüsü yalnızca renkli bir veri değil, içinde toprağın sağlığı ve bitkinin varlığı olan dev bir veri yığınıdır. Bu görüntüler ham haliyle bize fazla bir şey söyleyemediğinden onları manipüle edip istediğimiz bilgiyi alıyoruz.


Örneğin, yangın öncesi ve sonrası şeklinde alınan iki farklı tarihli uydu görüntüsünü üst üste koyarak NBR ve ardından dNBR hesaplarız. Böylece yalnızca “neresi yandı” değil, “ne şiddette yandı?”, “neresi hiç etkilenmedi?” gibi çok daha anlamlı sorulara cevap buluruz.


NDVI ile yeşillik oranını, SWIR (Short-Wave Infrared) ile gölge ve bitki bazlı yapısal değişimi inceleriz. Bu hesaplamaların temelinde ise yakın kızılötesi (NIR) bandı bulunur. Sağlıklı bitkiler NIR bandında yüksek yansıma gösterdiği için, bitki örtüsünün varlığı ya da yokluğu bu bant üzerinden çok hassas bir şekilde anlaşılır.


Yani bu tekniklerle, doğanın henüz görünmeyen iyileşme çabalarını öngörüp çalışma yapabiliriz. Bu veriler sadece akademik literatür için değil; afet yönetimi, sigorta tazminatları, orman politikası ve şehir planlaması gibi alanlarda da karar vericilere fikir olur.


Bir Yangın Sonrası İyileşme Örneği: Yellowstone Yangını


1988 Yellowstone yangınından sonra Landsat görüntüleriyle oluşturulan dNBR haritası, yangının şiddetini 5 farklı sınıfta görselleştirmişti: Yanma yok, düşük yanma, orta yanma, yüksek yanma ve yeniden büyüme sınıfı.


Bu tür sınıflandırmalar, arazinin nerede daha çok hasar aldığını sayısal olarak ortaya koyar. Bu tarz analizler yalnızca yangın sonrası birkaç günle sınırlı değildir; yıllar boyunca alınan uydu verileriyle doğanın nasıl kendini tamir ettiğini, hangi alanların ne hızda iyileştiği gibi detaylar biz mühendisler tarafından takip edilir.

Yellowstone Ulusal Parkı'nın yangından önce1987'de çekilmiş görüntüsü
Yellowstone, 1987

1988'e Bir Zaman Yolculuğu


1988 yazında, şimşek düşmeleri, kuraklık ve insan kaynaklı etkenler nedeniyle Yellowstone Ulusal Parkı'nın üçte birinden fazlası (yaklaşık 793.000 akre) büyük bir yangınla kül oldu. Landsat uyduları, yangının etkilerini yalnızca o yıl değil, 32 yıl boyunca adım adım izledi.


1987 görüntülerinde koyu yeşil alanlar sağlıklı çam ormanlarını, açık yeşil ve sarı alanlar çayır ve düzlükleri temsil ediyordu.



Yellowstone Ulusal Parkı'nın yangına yakın tarihte 1988'de çekilmiş görüntüsü
Yellowstone, 1988





1988’de çekilen görüntülerde ise bu alanlar, yakılmış ve kararmış zeminle yer değiştiriyor. Kızıl tonlar, yangının etkilediği bölgeleri açıkça ortaya koyuyor. Bazı bölgelerde aktif yangınlar parlak pembe olarak bile seçilebiliyor.





yellowstone fire in 1989
Yellowstone, 1989



1989 görüntüsünde yangının tam etkisi gözler önüne seriliyor. Görüntüler, yangının homojen bir yıkım yaratmadığını, farklı bölgelerde farklı şiddetlerde yandığını gösteriyor. Bu, uzaktan algılamanın sunduğu en kıymetli bilgilerden biri: görsel bütünlük içinde şiddet ve toparlanma farklarını ölçebilmek.






Zaman ilerledikçe, özellikle 5., 10. ve 17. yıllarda alınan görüntülerde yanık izlerinin solduğu, yeni bitkilerin alana yayıldığı görülüyor. Başta otsu bitkiler ve yabani çiçekler, ardından küçük çam fideleri büyümeye başlıyor. Yeni ağaçlar, genç oldukları için daha hızlı fotosentez yapıyor ve spektral olarak farklı yansımalar üretiyor. Bu da NDVI ve SWIR bantlarında algılanabilir iyileşme sinyalleri olarak ortaya çıkıyor.


Yellowstone Ulusal Parkı'nın 2019 yılı uydu görüntüsü
Yellowstone, 2019




Ancak bu toparlanma kolay olmuyor: yüksek rakımlı platolar, kısa büyüme mevsimi ve sert kış koşulları nedeniyle iyileşme onlarca yıl alıyor. Nitekim 2019 yılında bile, uydular yangının izlerini hâlâ seçebiliyor.







Aşağıdaki üç sahte renkli Landsat görüntüsü, 1988 yılında meydana gelen büyük yangının etkilerini ve doğanın yıllar içindeki toparlanma sürecini gözler önüne seriyor. Her bir görüntü Landsat’ın SWIR (kısa dalga kızılötesi), NIR (yakın kızılötesi) ve görünür bantlarının birleşimiyle oluşturulmuştur. Bu bant kombinasyonu sayesinde, bitki örtüsündeki değişiklikleri çok daha net görebiliyoruz.



Soldan sağa:

  • 1993: Yangından 5 yıl sonra. Kırmızımsı tonlar geniş alanlara yayılmış; bu, bitki örtüsünün henüz toparlanmadığı, toprak yüzeyinin açıkta kaldığı bölgeleri temsil ediyor.

  • 1998: Yangından 10 yıl sonra. Bazı alanlarda yeşil tonlar geri dönmeye başlıyor. Bu, otlar ve küçük çalıların alana yeniden yayıldığını gösteriyor.

  • 2005: Yangından 17 yıl sonra. Artık büyük oranda yeşil bir alan görülüyor. Bu, orman ekosisteminin büyük ölçüde toparlandığını ve yavaş büyüyen iğne yapraklı ağaçların geri dönmeye başladığını gösteriyor.


    Bu çalışmalar için uydu neden gerekli görülüyor?


Bu görsellerden öğrendiğimiz şey şu: Uzaktan algılama sadece "yangın nerede çıktı?" sorusuna değil, "doğa kendini nasıl toparlıyor?" sorusuna da yanıt veriyor. Bu sayede afet sonrası planlamalar daha bilinçli yapılabiliyor, müdahale gereken bölgeler önceliklendirilebiliyor ve doğanın kendi içindeki dinamikleri sayısal olarak izlenebiliyor.

 

Yüzeyden yapılan gözlemler, arazi çalışmaları veya hava araçları ile alınan görüntüler, yangının ölçeği düşünüldüğünde yetersiz kalabilir. Uzaktan algılama teknolojileri ile yalnızca belirli alanlarda değil, büyük ölçekli yangın alanları dahil olmak üzere bütün yeryüzü ekosistemi izlenebiliyor. NASA'nın da belirttiği gibi:


“Yanan alanlarda yürümek veya havadan geçmek, gerçeği yansıtmayabilir. Ancak yalnızca uydular, tüm alanı kapsayan büyük resmi sunabilir.”

 

Uydu ile Orman Yangını Sonrası Bitki İyileşmesinin Takibi Neden Önemli?


Günümüzde uzaktan algılama teknolojileri yalnızca yangın sonrası durumu analiz etmekle veya mevcut akademik literatüre hizmet etmekle kalmaz; aynı zamanda doğayı koruma politikalarının şekillenmesi, afet senaryolarının planlanması ve müdahale süreçlerinin yönetilmesi açısından da etki uyandırıcı bir rol üstlenmektedir.

Asıl iş, bu çıktıları doğru yere entegre etmekte. Gerçek iyileşme, yalnızca fidan dikmekle değil; onları izlemekle, anlamakla ve gereken yerde müdahale etmekle mümkün. Umarım bir gün, sayılarla izlediğimiz bu süreçler gerçekten sürdürülebilir ormanlara dönüşür.

 

Kaynakça
  1. Çiçekli, S.Y. (2024). Yanmış Orman Alanlarının Uzaktan Algılama Teknikleri ile Araştırılması: Kozan Orman Yangını Örneği. Çukurova Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dergisi, 39(2), 503-514.

  2. Christine Conte. Ekosistemler Yangından Sonra Nasıl Kurtulur? https://earth.org/how-ecosystems-recover-after-a-fire/

  3. Franks, S., Masek, J.G. & Turner, M.G. (2013). Monitoring forest regrowth following large scale fire using satellite data – A case study of Yellowstone National Park, USA. European Journal of Remote Sensing, 46:1, 551-569, DOI: 10.5721/ EuJRS20134632. https://doi.org/10.5721/EuJRS20134632

  4. NASA Scientific Visualization Studio. (2012, July 23). Yellowstone Burn Recovery. NASA. https://svs.gsfc.nasa.gov/11029

  5. NASA Earth Observatory. (n.d.). World of Change: Burn Recovery in Yellowstone. NASA. https://earthobservatory.nasa.gov/world-of-change/Yellowstone/show-all



1 comentario


Oguz Ozalp
Oguz Ozalp
19 saat önce

Doğamız açısından sandığımızdan daha mühim bir problem olan yangın meselesine değinmeniz çok yerinde olmuş. Bu konuyu mesleğimizle böyle güzel harmanlayarak yazdığınız yazıyı keyifle okudum. Elinize sağlık.

Me gusta
bottom of page