top of page

Toprak Çatlıyor: Uydu ile Kuraklık Haritaları

Kuraklık bir günde başlamaz. Önce yağmur eksilir, sonra nem azalır, bitkiler rengini kaybeder. Bu sessiz ilerleyişi anlamanın yolu, sadece yere bakmak değil, yukarıdan bakmaktır. Uydular, yıllardır bu değişimi izliyor. Bu yazıda, atmosferdeki düzensizliklerin nasıl haritaya dönüştüğünü, toprağın kuruyacağını önceden anlamamıza hangi verilerin yardımcı olduğunu ve kuraklığı neden bir “öncesinden bilme” meselesi olarak düşünmemiz gerektiğini anlatacağım.

Kuraklığın dünyamıza etkileri

Kuraklık Bize Ne Anlatıyor?


Kuraklık sadece çiftçinin sorunu değil. Market rafındaki domatesin neden bu yıl iki kat pahalı olduğunu, arıtma suyunun neden daha sık kesildiğini, hatta o gün duşun neden yarım kaldığını açıklayabilir. Toprak çatlıyorsa, bir yerlerde denge bozulmuş demektir. Kuraklık, atmosferdeki bu bozulmanın yeryüzüne yansıyan hali. Ama bu kriz öyle tek yüzlü değil.


Bazen yağmur yağmaz: buna meteorolojik kuraklık deriz. Bazen yağmur yağar ama toprak tutmaz: işte tarımsal kuraklık. Barajlar dolu ama akarsular çekiliyorsa, ona da hidrolojik kuraklık diyoruz. Kuraklık, sadece doğa olayı değil; ekonomik, sosyal ve ekolojik etkileri olan çok katmanlı bir sorundur. Nitekim 1900'lerden bu yana kuraklık nedeniyle 11 milyon insan hayatını kaybetti, 2 milyar insan doğrudan etkilendi.


Ergene Havzası'nın Kuraklık Haritası Notu Nedir?


ergene havzasındaki aylık 2011-2020 yılları arasındaki ortalama kuraklık haritaları
Şekil 1: 2001–2020 dönemi için Ergene Havzası’na ait aylık ortalama kuraklık haritaları.

Kuraklık analizleri sadece teorik değil. Örneğin Ergene Havzası'nda yapılan bir çalışmada, NDVI, LST, yağış ve toprak nemi verileri bir araya getirildi. Bunlardan dört farklı indeks üretildi: VCI, TCI, PCI ve SMCI. Daha sonra bu veriler PCA (Principal Component Analysis) yöntemiyle birleştirildi ve CDI (Combined Drought Index) haritası elde edildi.


Ergene Havzası’na ait aylık ortalama kuraklık haritaları sırasıyla Mayıs (a), Haziran (b), Temmuz (c), Ağustos (d), Eylül (e) ve Ekim (f) aylarını temsil ediyor. Renk skalası, yeşilden kırmızıya doğru artan kuraklık şiddetini gösteriyor:



Koyu yeşil: Kuraklık yok. Açık yeşil: Hafif kuraklık. Sarı: Orta düzeyde kuraklık. Turuncu: Şiddetli kuraklık. Kırmızı: Aşırı kuraklık. 2001 yılı bölge için felaket niteliğindeydi: Havzanın %65’i kurak, %11’i aşırı kurak sınıfındaydı. Bu harita sadece bilimsel bir çıktı değil; ayçiçeği verimiyle %79 oranında örtüşmesi, ne kadar gerçekçi olduğunu da göstermiştir.


Yaz aylarına doğru (özellikle Temmuz–Eylül arası) kırmızı ve turuncu bölgeler dikkat çekici şekilde artıyor. Bu, tarımsal faaliyetlerin en yoğun olduğu dönemde kuraklık riskinin zirveye çıktığını gösteriyor. Eylül, haritalarda en fazla aşırı kuraklık görülen ay olarak öne çıkıyor. Haziran ve Mayıs ise nispeten daha “yeşil” yani daha az riskli.


2001-2020 döneminde ergene havzası'ndaki aylık ortalama kuraklık haritaları
Şekil 2: 2001–2020 dönemine ait aylık ortalama kuraklık haritaları (üst sıra) ve birleşik kuraklık indeksi (CDI) ile SPI ve SPEI göstergeleri arasındaki korelasyon haritaları (alt sıra). Kuraklık şiddeti renk skalasıyla gösterilmiştir.

Şekil 2'deki haritalar, Ergene Havzası’nda kuraklık mevsimsel olarak nasıl değişiyor ve uzaktan algılama ile oluşturulan kuraklık haritaları (CDI), klasik göstergelerle ne kadar örtüşüyor sorusuna yanıt veriyor. İlk sıradaki haritalar, Mayıs’tan Ekim’e kadar her ay için ortalama kuraklık şiddetini gösteriyor. Yeşilden kırmızıya giden renk skalası, zaman ilerledikçe kuraklığın hem alan olarak genişlediğini hem de şiddetlendiğini ortaya koyuyor. Alt sıradaki haritalarda ise, CDI ile SPI ve SPEI indeksleri arasındaki ilişki görülüyor. En yüksek uyum, özellikle 1 aylık ölçeklerde hesaplanan göstergelerle sağlanmış. Bu da, uydularla oluşturulan birleşik kuraklık haritalarının, sahadan alınan verilerle büyük oranda örtüştüğünü ve erken uyarı sistemlerinde etkili şekilde kullanılabileceğini gösteriyor.


Bu görseller, mevsimsel kuraklık döngüsünü görsel olarak takip etmeyi mümkün kıldığı gibi, yerel yönetimler ve çiftçiler için zamanlama bazlı erken uyarı ve planlama desteği de sunuyor.


Kuraklığı Haritalamak İçin Ne Gerekiyor?


Uzaktan Algılama Teknolojisi ile Kuraklık


Uydular, yeryüzünü bir piksel bile atlamadan gözlemler. MODIS, Landsat, NOAA-AVHRR gibi uydular sayesinde yeşil alanların sağlığı (NDVI), yüzey sıcaklığı (LST), bitki su içeriği (NDMI), toprak nemi gibi veriler alınır. Bunlar doğrudan kuraklığın etkilerini gösterir.


Sık Kullanılan Göstergeler:

  • NDVI: Yeşil bitki örtüsünün sağlığı

  • NDMI: Bitki su içeriği

  • LST: Yüzey sıcaklığı (termal stres)

  • VCI/TCI/PCI/SMCI: Yukarıdaki verilerden türetilmiş stres göstergeleri


Bu veriler ayrı ayrı okunabilir, ama en güçlü analizler birlikte kullanıldıklarında yapılır. Bunun için mühendisler PCA kullanır. Bu yöntem, çoklu veri setlerini istatistiksel olarak sadeleştirir ve en anlamlı birleşik veriyi CDI haritası olarak sunar.


SPI ve SPEI Ne Yapar?


Türkiye’de en sık kullanılan gösterge SPI'dir. Sadece yağış verisine bakar. Hesaplaması kolay, yorumu nettir. SPEI ise yağışa ek olarak sıcaklık ve buharlaşmayı da dikkate alır. Her ikisi de farklı zaman ölçekleriyle çalışır:


  • 1 ay: Meteorolojik kuraklık

  • 3–6 ay: Tarımsal kuraklık

  • 12+ ay: Hidrolojik kuraklık


Türkiye'de Kuraklık Haritaları Nasıl Yapılıyor?


MGM (Meteoroloji Genel Müdürlüğü), her ay SPI temelli kuraklık haritalarını yayımlar. Bu haritalar 1, 3, 6, 9 ve 12 aylık zaman dilimlerini kapsar. 2024 Ocak ayı haritasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çok şiddetli kuraklık uyarısı verilmiştir. Bu haritalar sadece kamuya değil; belediyelere, çiftçilere, enerji planlamacılarına yön verir.


Peki Güvenilir mi?


Evet. SPI, WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü) tarafından önerilen standart metodolojidir. Ancak sadece meteorolojik kuraklığı gösterir. Tarımsal ve hidrolojik etkiler için ek veriler gerekir. Yine de CDI gibi indekslerle birleştirildiğinde, hem tarım hem su yönetimi için güçlü bir uyarı sistemine dönüşür.


Kuraklık sadece toprak çatlatmaz. Gıda fiyatlarını, su kaynaklarını, yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Ama erken fark edersek, zararları azaltmak mümkün. Uydularla izliyoruz, indekslerle ölçüyoruz ve haritalarla anlatıyoruz. Önemli olan o haritaların söylediklerini zamanında duymak.


Bu yazıda, kuraklığın ne olduğu kadar, nasıl izlendiğini de konuştuk. Verilerden haritalara, göstergelerden uyarı sistemlerine kadar birçok adımın arkasında ciddi bir bilimsel emek var. Aşağıda yer alan çalışmalar, bu yazının dayandığı temel kaynakları oluşturuyor ve anlattıklarımı destekliyor.



Kaynakça


  1. Gümüş, K. A., Balçık, F. B., Esetlili, T., & Kahya, C. (2023). Monitoring drought dynamics using remote sensing-based combined drought index in Ergene Basin, Türkiye. Open Geosciences, 15(1), 1–14. https://doi.org/10.1515/geo-2022-0594

  2. Öztürk, Y. D., & Ünlü, R. (2022). Türkiye’de yapılan kuraklık analiz çalışmaları üzerine bir derleme. Afet ve Risk Dergisi, 5(2), 126–144. https://doi.org/10.35341/afet.1124880

  3. Meteoroloji Genel Müdürlüğü. (2024). Kuraklık Analizi. https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/kuraklik-analizi.aspx

  4. Enerji Ekonomisi. (2024). Kuraklık Haritaları Yayınlandı. https://www.enerjiekonomisi.com/kuraklik-haritalari-yayinlandi-mgm/31754


Comments


bottom of page