top of page

Kara Kutu Nedir, Kaza Sonrası Ne İşe Yarar?

Uçuş olay ve kazaları sonrasında çokça kara kutu kavramını duymuşuzdur. Bu yazımızda kara kutu hakkında kapsamlı bilgi sunacağız.


İçindekiler


Kara Kutu Tarihçesi


Kara kutu, uçak kazalarının nedenlerini ortaya çıkarmada ve benzer olayların tekrar yaşanmasını önlemede büyük rol oynayan hayati bir cihazdır. İlk kez 1947 yılında kullanılmaya başlanan bu sistem, 1958'den itibaren Sivil Havacılık Kurulu'nun düzenlemeleri doğrultusunda ticari uçaklarda bulundurulması zorunlu hale gelmiştir. Bu cihaz, uçuş sırasında gerçekleşen teknik verileri ve kokpit içindeki konuşmaları kayıt altına alır. Son derece dayanıklı yapısıyla bilinen kara kutu, zorlu fiziksel koşullara karşı dirençlidir. Ortalama 5 kilogram ağırlığındadır ve denize düşme durumunda otomatik olarak sinyal göndermeye başlar. Bu sinyal, arama kurtarma ekiplerinin enkazın yerini tespit etmesini sağlar. Deniz altında yaklaşık 90 gün boyunca sinyal yaymaya devam edebilir.


Kara Kutu Nedir, Kaza Sonrası Ne İşe Yarar?

Uçuş veri kaydedici teknolojisi, ilk dönemlerinde fotoğrafik filmlerle çalışırken günümüzde katı hal (solid-state) bellek sistemlerine evrilmiştir. Bu dönüşüm sayesinde sadece daha sağlam ve güvenilir cihazlar elde edilmemiş, aynı zamanda veri erişimi, çözümleme ve saklama kapasitesi de büyük ölçüde artırılmıştır. Günümüzde, kayıt altına alınan veriler titizlikle analiz edilerek kazaların nedenleri daha net anlaşılmakta ve olası tekrarlarının önüne geçilebilmektedir.


Kara Kutu Tipleri Nelerdir?


1-Fırlatılabilir Kayıt Cihazları


Bu cihazlar, uçakta bir kaza başladığında otomatik olarak gövdeden ayrılan ve suya iniş yapabilen özel kapsüllerdir. İçlerinde kokpit ses kayıtları, uçuş verileri ve acil durum konum belirleyici verici (ELT) bir arada bulunur. Suya temas ettikten sonra yüzeye çıkarlar ve hemen acil sinyal yaymaya başlarlar. Bu sistem özellikle askeri uçaklar ve su üstü operasyonlarında kullanılan helikopterlerde tercih edilir. Ticari yolcu uçaklarında ise henüz yaygın şekilde kullanılmamaktadır.


2-Birleşik (Kombine) Kayıt Cihazları


Bu cihazlar, kokpit ses kaydedicisi ile uçuş veri kaydedicisinin görevlerini tek bir ünitede birleştirir. Ticari uçaklarda genellikle iki adet kullanılır: biri kokpitin hemen yakınına, diğeri ise uçağın arka bölümüne yerleştirilir. Ön taraftaki cihaz, daha kısa kablolama sayesinde yangın ya da kopmalar sırasında veri kaybı riskini azaltırken; arkadaki ise çarpışma anındaki darbelere karşı daha yüksek dayanıklılık sağlar.


3-Görüntü Kaydediciler (Video Kayıt Sistemleri)


Bu sistemler, kokpitin tamamını; göstergeler, kontrol panelleri ve mürettebat hareketleri dahil video formatında kaydeder. Bu görüntüler, ses ve uçuş verilerini destekleyerek kaza analizi açısından önemli görsel bilgiler sunar. Ancak gizlilik endişeleri nedeniyle ticari uçaklarda yaygın olarak kullanılmazlar ve halen sınırlı uygulama alanına sahiptirler.


Kara Kutu Teknolojisi ve Gelişimi


Teknolojik gelişmelerle birlikte manyetik bantların yerini katı hal belleklerin aldığından bahsetmiştik. Bu yeni sistemler, hareketli parça içermediği için kazalarda daha az hasar görme riskine sahiptir. Örneğin, A300B2 tipi uçaklarda 100 civarında parametre kaydedilebiliyorken, modern A350’lerde bu sayı 3500’ü aşmakta ve veriler 25 saat boyunca kesintisiz izlenebilmektedir. Bu parametreler arasında otopilot komutları, uçuş kontrol girdileri, motor verileri, ekran bilgileri ve sistem durumu gibi çok sayıda detay yer alır.


Kara kutu sistemleri genellikle uçak kazalarında en az hasar görebilecek bir konum olan kuyruk bölgesine yerleştirilir. Dış kabuğu, granit kadar sağlam olacak şekilde tasarlanır ve yaklaşık 1100 santigrat dereceye kadar olan sıcaklıklara karşı kısa süreli de olsa dayanıklıdır. Bu sağlamlık, kazalardan sonra veri kurtarılmasını mümkün kılar.


Kara Kutu Teknolojisi ve Gelişimi

Uçaklara monte edilmeden önce, kara kutular çeşitli dayanıklılık ve güvenlik testlerinden geçirilir. Sadece bu testleri başarıyla geçen cihazlar kullanıma alınır. Günümüzde de kara kutular aynı temel prensiplerle çalışmaktadır. Tipik olarak, kokpit sesleri son 2 saati, uçuş verileri ise son 25 saati kapsayacak şekilde kayıt altında tutulur.


Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), kokpit ses kayıt süresini 2 saatten 25 saate çıkarmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda A320 ailesi gibi uçaklara, hem ses hem veri kayıtlarını tek cihazda tutan entegre çözümler yerleştirilmektedir. Uzun menzilli uçaklarda bu cihazların otomatik konuşlandırılabilir versiyonları da bulunmaktadır.


Uçuş kayıt cihazlarının karşılaştığı en önemli sorunlardan biri, özellikle deniz kazalarında cihazın bulunamaması riskidir. Bu durum, kazadan sonra kritik verilerin analiz edilememesine yol açabilir. Bu sorunun önüne geçmek amacıyla, kara kutulara entegre GPS sistemleri geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Böylece cihazın tam konumu daha hızlı ve kesin şekilde tespit edilebilecektir.


Kara kutularla ilgili bir diğer kritik endişe, cihazın tamamen yok olması ihtimalidir. Bu tür durumlar için çözüm olarak, uydu aracılığıyla gerçek zamanlı veri aktarımı öne çıkmaktadır. Bu sistem sayesinde uçuş bilgileri, anlık olarak yer istasyonlarına iletilebilir ve cihaz kaybolsa bile veriler güvende kalır. Ancak bu yöntem, başka bir güvenlik sorununu da beraberinde getirir: veri gizliliği ve güvenliği. Uçuşa dair tüm detayların sürekli olarak iletilmesi, kötü niyetli kişilerin ya da yetkisiz kurumların bu hassas verilere erişme ve manipüle etme riskini doğurur. Bu nedenle, bu teknoloji oldukça dikkatli bir şekilde değerlendirilmektedir.


Kara Kutu Neden Turuncu?


Kara kutu terimi her ne kadar cihazın rengini çağrıştırsa da, aslında bu kayıt cihazları parlak turuncudur. Bu seçim, kazalardan sonra enkaz arasında kolay fark edilmesini sağlamak içindir. Terim, 1930’larda Fransız mühendis François Hussenot'un optik sensörlerle fotoğrafik film üzerine veri kaydetmesiyle hayatımıza girmiştir. Işık geçirmeyen bir kutuda çalışan bu sistemler, zamanla “kara kutu” ismini almıştır. Ayrıca bazı kaynaklarda ilk kara kutunun gerçekten de siyah (kara) olduğu yer almaktadır.


Helikopterlerde Kara Kutu Var Mı?


Helikopterlerde de uçaklarda olduğu gibi birleşik bir kayıt cihazı bulunur. Bu tek ünite, uçuşun genel yapısını anlayabilmek için gereken tüm kritik verileri toplar. Zaman, yön, irtifa, motor gücü, rotor devri, iç ve dış sıcaklık gibi birçok parametre bu sistem aracılığıyla izlenebilir.


Helikopterlerde Kara Kutu Var Mı?

Gelişmiş modellerde bu cihaz, 800 ila 1200 farklı uçuş verisini aynı anda kaydedebilir. Ağır sınıftaki helikopterlerde (maksimum kalkış ağırlığı 3175 kilogramı aşan araçlar) kara kutu, tıpkı uçaklardakiler gibi, 1100 santigrat derece sıcaklığa bir saat boyunca dayanacak şekilde üretilir. Hafif helikopterlerde bulunan sistemler ise bu sıcaklığa en az 15 dakika boyunca direnç gösterecek şekilde tasarlanmıştır. Bu ısıya dayanıklılık, kazalardan sonra verilerin kurtarılabilmesi açısından büyük önem taşır.


Kaza Örnekleriyle Kara Kutunun Önemi


Yazımızın ilk kısımlarında sıkça bahsedildiği gibi uçuş veri kayıt cihazları, yani kara kutular, havacılık kazalarının nedenlerini aydınlatmada temel bir araçtır. Bazı felaketlerde olayların perde arkasını anlamamıza yardımcı olurken, bazı durumlarda ise kara kutunun yokluğu ciddi belirsizliklere yol açmıştır. Bu durumu en iyi özetleyen iki olay, Malezya Havayolları'nın MH370 seferi ve Air France'ın AF447 seferidir.


8 Mart 2014 tarihinde Kuala Lumpur’dan Pekin’e gitmek üzere havalanan Malezya Havayolları’na ait Boeing 777, 239 yolcu ve mürettebatla birlikte radardan kayboldu. Bu olay, modern havacılık tarihinin en büyük gizemlerinden biri haline geldi. Kapsamlı ve uzun süreli arama kurtarma çalışmalarına rağmen, uçağın ana enkazı ve kara kutuları hiçbir zaman bulunamadı. Uydu verileri ve olasılık modellemeleri, uçağın Hint Okyanusu’na doğru yön değiştirdiğini öne sürse de, kesin bilgilere ulaşılamadı. Bu durum, kara kutuların ne denli kritik olduğunu gösterdi. Veri kayıt cihazlarının eksikliği, kazanın nedeni konusunda sadece varsayımlara dayanılmasına ve spekülasyonların çoğalmasına neden oldu.


MH370’in aksine, Air France’ın AF447 seferinde kara kutunun bulunması soruşturmanın seyrini değiştirdi. 1 Haziran 2009 tarihinde Rio de Janeiro’dan Paris’e uçan Airbus A330, Atlas Okyanusu üzerinde düşerek 228 kişinin ölümüne yol açtı. Uzun süren aramaların ardından, uçak enkazı ve kara kutular iki yıl sonra okyanus dibinden çıkarıldı. Elde edilen veriler, uçağın yoğun hava türbülansı içinde buz kristallerinin hız sensörlerini tıkadığını ve bunun sonucu olarak sistemlerde hatalı veriler oluştuğunu gösterdi. Otomatik pilot devreden çıkınca, pilotların yanlış tepkileri sonucu uçak havada tutunamayarak düştü. Kara kutudan elde edilen bilgiler, pilotların eğitiminde, acil durum yönetiminde ve sensör sistemlerinde büyük iyileştirmelere öncülük etti.


Bu iki olay, uçuş kayıt cihazlarının önemini açıkça ortaya koymaktadır. Birinde veriye ulaşılamaması belirsizliği artırırken, diğerinde kaydedilen bilgiler olayın tüm detaylarını açığa çıkarmıştır. Kara kutular yalnızca kazaları aydınlatmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekte benzer durumların yaşanmasını önlemeye yönelik somut adımlar atılmasını da sağlar.


Uçak kazaları ve olayları hukuk ve havacılık alanında önemli araştırma ve geliştirmelere sebep olmuştur. Uçak kazalarına ilgisi olan okurlarımızın National Geographic tarafından yayınlanan Uçak Kazası Raporu belgelini izlemesi tavsiye edilir.


Unutulmamalıdır ki, siviller bir uçağın kara kutusunda bulunan verilere erişemezler. Bunun yerine, Ulusal Ulaştırma Güvenlik Kurulu veya Federal Havacılık İdaresi gibi kaza soruşturmasından sorumlu kuruluş tarafından resmi soruşturma raporunun yayınlanmasını beklemek zorundadırlar. Polis bile bir arama emri olmadan kara kutudan kaza verilerini indiremez.


Sonuç olarak kaza sonrası yürütülen araştırmalarda, kayıt cihazının (kara kutu) bulunması, verilerin indirilmesi, doğrulanması ve analiz edilmesi kritik adımlardır. Elde edilen veriler, olayın tüm yönlerini anlamaya yardımcı olur ve kazaya neden olan faktörlerin ortaya çıkarılmasını sağlar. Gelişen teknoloji, bu analizlerin doğruluğunu ve güvenilirliğini büyük oranda artırmıştır.


Referanslar



Comments


İlgini Çekebilir!

bottom of page